30 Nisan 2013 Salı

çocuk olmak istersen-


Aynanın karşısına geçip karmakarışık saçlarını birbirinden ayırman için tarak olmasına gerek yok aslında. Durup durup 3 yaşındaki halini gözünün önüne getirmene de gerek yok. Boğazını tıkayan kelimelerin cümleye dönüşmesini istemediğin için, depresif kokuyorsun. 
Arka bahçede erik ağacının tam yanında eski bir ikili koltuk vardı hani. Yağmur yağdığında üstüne battaniye alıp köşesine kıvrılıyordun. Sahi nasıl izin verdin onu demirciye satmalarına?
Ne zaman çocuk olmak istersen.
Dön dolaş karanlıktan korktuğun için ışığını açık tuttuğun odalarda.
Çocuk olmak istersen. Hani şu annenin hiçbir zaman yandığını bilmediği perdenin yanına git. Ya da hiç karalamana izin vermediği,yatağın ile duvarın arasındaki yazıları oku.

20 Nisan 2013 Cumartesi

Dursun günler. Halim yok yaşamaya.

Düşünmeye bile halim kalmadı artık. Boş sokaklara dalmış gözlerim. 
Yanımda olduğun günleri hayal etmek istiyorum. Teninin sıcacık sardığını beni, hortum gibi içine çektiğini gözlerinin, tüm bu yollardan geçtiğimizi hatırlamak istiyorum. Hafızam bile çatışıyor benimle. Saatlerdir aklımdaki tek kelime, aşkım…
Nasıl da korktum unutmaktan. 
Geceler uyku sokmadı gözüme, çaresiz yazdım sayfalarca seni. Ellerinde güllerle geldiğini anlattım. Huzur vardı yüzünde sen uyurken, mutluluk vardı. Sevdiğini anlattım. Kaçırmak istemedim ya hiç bir anımızı, havanın karardığını yazdım. 
Uzun sürdü geceler. 
Ağladığımı, gelmediğini, avuçlarında ısıtmadığını yanaklarımı, gittiğini yazdım. Her bir adımını saydım. 
Yetmedi. 
Ne kadar anlattıysam da herkese silindi yüzün gözlerimden. Dış hatları bu anıların. 
İçi boş bira aşk kaldı bizden geriye. 
Yitti gitti akıllardan, kalplerden. Öldü bu bambaşka dünya. Bizim yarattığımız.
Yazık.

11 Nisan 2013 Perşembe

Kısacası dibe vurmuş, kendine gelemeyen uykusuz bir grip vakasıyım.


Ağzı açık bir şekilde, habire burnunu çeken birini gözünüzün önüne getirin. Kapşonlu ile aşk yaşayan, sigaradan uzak duran, ayaklarında patik olan. Bir de zamanı eliyle gözlerini avuşturmakla geçen.
Sabah doktora rapor vermesi için yalvaran birini de düşünebilirsiniz.Yaylım ateşiyle gezinen birini de düşünebilirsiniz. Göz altı torbaları pörtlemiş, sesi travestilere benzeyen kızarmış bir yüzü de.
Burnuna sprey sıkan, olmadı hayvan kadar tabletler içen. Geçmeyince uyku ilacı alıp sabah 5ten akşam 6ya kadar uyuyan. Habire bir şeyler kaynatan. Ağlamaklı. Gereksiz yere sinirli. Çirkin. 
İyi akşamlar.