1 Mayıs 2013 Çarşamba

Yorulduğunu anlayamıyorsun.

Bir şeyi hedefliyorsun, istiyorsun, peşinden koşuyorsun koşuyorsun. Sen emek verdikçe o elinden kayıp gidince daha çok uğraşıyorsun. Hırs yapıp takıntı meselesi haline getiriyorsun. Sen bir adım koşsan o bin adım geriliyor sanki, fark edemiyorsun ama öyle bir istemişsin ki artık gitse de kalsa da ne yaptığını fark edemez hale gelmiş oluyorsun onu bile fark edemiyorsun. Bütün bunları geçtim, elde edince “Ne yapacağım şimdi? Amacım neydi benim? Ben bunu başardığımda ne olacaktı?” diye afallıyorsun öyleki. Ama genelde elde edemiyorsun da. 

En sonunda bütün gün oraya buraya koşuşturduğun günün sonunda yatağa girince bacaklarının yanma hissi gibi, öyle bir yorulduğunu ve yorgunluğundan başka bir şey elde edemediğini anlıyorsun. Çünkü tıpkı yorgunluk gibi içine işlemeli yaptığın şey, kanını kaynatmalı. Ama elde edince tadı kaçmamalı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder