24 Ekim 2012 Çarşamba

İNSANIN KENDİNE YABANCILAŞMASI..


İnsan kendi sesini unutabiliyormuş. Bunu öğrendim. 
Birden beliren bir düşünce gibi, eski bir şeyi aniden hatırlamak gibi. Sessizlikte silinir söylediğin şarkılar. Tanıdığın herkesin sesini bilirsin, aynı anda, ama kendininki yabancı gelir, seçemezsin.
İşte tam da orada başlar kendine yabancılaşma. Sonra yaptığın şeylere anlam veremezsin.  
 Video kaydı gibidir her şey. Yolda yürüyorsun. Işıklardan karşıya geçiyorsun. Arada telefonuna bakıyorsun. Yanından insanlar geçiyor. Geçerken koluna çarpan oluyor. sağ elinde bir mp3 player var, sürekli şarkı değiştiriyorsun. Bir yere yetişmeye çalışıyor gibisin.
 Evet,işte böyle görünüyorsun. Başkaları seni böyle görüyor. Oysa sen izlediğinde ne kadar farklı değil mi?
Yolda yürüyorsun. Neden ışıklardan karşıya geçtiğini bilmiyorsun. Cebinden çıkarıp telefonuna bakyorsun. Seni hatırlayan birileri var mı diye. Ama yok. Zaten telefonun titreşimde be salak! Ve cebinde de elinle tutuyorsun. Ne diye bu gereksiz hareketler? Onca insan geçiyor yanından. Neden onların arasında o yok? Neden bu kadar insanı görürken onu bi an olsun göremiyorsun? Densize bak! Bile bile koluna çarpıyor, aptal! Hep aynı şarkıyı dinliyorsun. Bitiyor, başa alıyorsun. Bitiyor. Başa. Nereye gittiğini bilmiyorsun. Peki bu acele, bu hızlı adımlar neden? Tam orada kalıyorsun. Arkana baktığındaysa, anlamsız olaylar zinciri. Kendini izlemek acı veriyor. İşte kendi sesini bi an onutmak buraya getiriyor insanı.
 Senin sesini de unuttuğum oluyor. Kendime yabancılaşmak kadar üzmüyor beni, ama bir boşluk açılıyor zihnimde. Ruhuma işleyen cümleler sessizleşiyor bir anda. Anlamsızlaşıyor. Aklıma her geldiğinde yarattığı ahengi yitiriyor. Düz yazı oluyor.
Aslında böylesi daha iyi,farkındayım. O boşluk hep kalsın istiyorum. Ama olmuyor. Yukarıdan bir yerlerden düşüp geliyor, ışık gibi yanıyor birden her şey.
 Ve sonra..
 En başa..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder