27 Ekim 2012 Cumartesi

Kimi giriş müzikleri diyorduk.


Kim bilir kaç yıllık şarkı, inan ki hiç hatırlamıyorum. Ama hani bugünlerde durmadan dinlediğim o Gripin şarkısı gibi, bir dönem bunu durmadan dinliyordum. Üzülüyordum da. Kim bilir hangi şehir kimsiz yaşanmaz olmuştu.
Ciddi anlamda yıllardır varlığını unuttuğum bu şarkının girişini duyduğumdaki o tepkim çıkmayacak aklımdan. “Aha!” dedim sanırım. İstemsizdi.
Mutluluğu bile mutsuzmuşum gibi anlatıyorum değil mi? Yok hayır. İyiyim gerçekten. Zaten söylemiştim ya, “Gülümse iyileşeceğim” diye.
Şuan kalbim ağrımıyor.
Buruğum evet. Buruk kalacağım, biliyorsun.
Ama iyiyim. Canımı acıtacak cümlelerini dinlerken gözlerimi kaçırdığıma bakma.
Kimle ne olduğun beni zerre ilgilendirmiyormuş meğer. Benim karşımdayken kim olduğun, benimle ne olduğun önemliymiş yalnızca.
Eskisi gibi değiliz biliyorum ama dün kimle olduysan ol, yarın kimle olacaksan ol, öbür gün yine yan yana olacağımızı bildiğim sürece ben kalbimdeki o ufak tefek ağrılara dayanabilirim.
“Eğer aşk buysa, sevgi buysa istemiyorum”
cümlesini küstahça buluyorum. Arada hırçınlaşsam da ben senin durgun limanın olmak istiyorum. Tepkilerimi mazur gör. Çok yoruldu çok yıprandı bu kalp. Geçmişin yükünü yeni attı üzerinden şimdi neye uğradığını şaşırdı.
Ben daha önce hiç “carpe diem” olayına girmemiştim açıkçası.
Bir şarkı hani. Geçmişi özlemek ve yarını düşlemekten söz ediyor. “Hadi durma ağla!” diyor.
Yıllarca beni ağlatan buymuş meğer, şimdi anlıyorum.
Sonra sürüyor. “Böyle kahpedir dünya, son bulur kollarında!”
Kollarında…
Kollarından söz etmek istiyorum. Ama tarafımdan fazlaca boğulmuş olan ruhunda biraz nefes almaya lüzum olduğunu biliyorum.
Havalar biraz daha soğuduğunda kollarını özlediğimden söz edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder