Bunun ahım şahım bir olayı yok ki. Karanlıkta şarkı söylemeyi çocukken öğrenir insanlar. Şiddeti daha hiçbir şeyi anlamlandıramazken seslerden kaçarken öğrenirler. Kendilerini balkona kilitleyip, hayal kırıklığından kaçarken öğrenirler cesurluğun beş para etmediğini. O evin içinde sessiz olmayı öğrendiklerinde öğrenirler ses çıkarmamayı. Karşı gelemezken kavga seslerine, hakaretlere, göz göre göre dağılıp gitmeye. İşte küçükken öğrenirler herhangi bir duvara yaslanarak yaşamayı.
İnsanlar yalnız kalmayı severler, yalnız olmayı değil. Yalnızlık dayatmadır. İnsanın kendine dayatması kimsesizliği.
Ağaçların arasında yalnız, sahilin kenarında yalnız, odalarda yalnız, yataklarda yalnız, kalabalık arasında yalnız.
Kötü şeylerle doldurur insanlar içlerini. Sonra birilerini bulup beraber aklanmayı öğrenirler. Ara sıra unuturlar, tekrar öğrenirler karanlıkta masal üretmeyi.
Kim “Benim gibi biri yok” dediyse çoğalırlar insanlar etraflarında. Aynı yüzlerden birkaç fazla daha.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder