Sanırım böyle olmak zorunda.
Sevdiğim herkes bırakmalı beni. Bir rutine bağlamış gibi.
Bir ton öğüt uçuşur aramızda. Sevgi sözcükleri. Güven. Ya da her neyse bunun adı. Tonlarca isim sayabilirim burada. “Benimsin” dediğim çok kişi oldu. Arkadaşım, sevgilim… Hele kimi hepsinden öte. Hayatımın merkezi olmak, ulaşılması gereken bi hedefmiş gibi. Sonra toplayıp tüm taşlarını, geri çekilmek.
Şaka gibi. En derin korkularımı, en güçlü hislerimi, kimsenin görmediği ve belki de asla görmek istemeyeceği yanlarımı bilen adam…
Kaç kere duydun ağladığımı? Kaç kere lanet okudum herşeye? Kaç kere dedim yalan söyleyemesindense her şeye razıydım diye?
Yüzüme indireceğin bir tokat daha mı az acıtırdı sanıyosun bundan?
Hayat bir yerden yine mi aynı oynuyor bana anlayamıyorum. Bu sefer ben sormadım, sen söylemedin. Bu mudur?
Kaç kere ağladım arkandan bilmiyorum. Nefes alıyor olman için dua ettiğim geceleri buna yeğlerdim sanırım. Bir kez bile ellerini tutmadan, sarılamadan aşık olduğum bir adam vardı. “Kimse için ağlamaya değmez. Eğer bir gün senin canını yakan biri olursa beni hatırla.” derdi. Ona sığınıyorum yine.
Dur bir dakika. Senden az önce gitmemiş miydi o da? Unutmuşum pardon.
Hadi git şimdi.
Sen de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder