Bazı şarkılar sadece seni anlatır ya hani. Sadece senin için yazılmış, çalınmış, bestelenmiş. Sadece senin için.
Ağlıyorsun, sonra sözlerini duyup gülümsüyorsun. Alışık değilsin senin gibi olanlara çünkü. Herkes farklıdır dersin, değildir ama. Herkes aynı şeyleri yaşar, ayrılıklar aynıdır, aile sancıları aynıdır. Aynaya baktıklarında gördükleri aynıdır.
Belli bir amaca hizmet etmek için burdayız diyenlere bakıp iç geçiriyorum bazen. Çünkü amacı sadece “normal olmak” olan biriyim. Sahi? Normal, sıradan olmak dendiğinde dönüp bir kendimize bakmıyor muyuz. Aslında herkesin aynı şeyi yaşadığını söyleyip, sıradan olmak istemek biraz fazla garip değil mi? Garip şeyler istiyoruz. Bu yüzden aynı şeyleri yaşayıp duruyoruz.
Şimdi oldu işte.
Aynı şeyleri yaşamadığımızı söyleyen biri çıksın ve desin ki;
“Ben duygularımın daha ne olduğunu bilmezken, başkalarının duygularını anlayabilirim.”
Aynı şeyleri yaşıyoruz, seninle benim yaşadığım şey başkalarının dertlerinden. “Çekilmeyen” dertlerinden. Ama ne olursa olsun çekeceğiz, iç geçireceğiz, belki ağlayacağız az biraz sonra açacağız müziği ve diyeceğiz ki;
Eğer yaşanılan şeyler aynı olmasaydı benim ruh halimi anlatan şarkıları nasıl yazarlardı?